11 Ekim 2008 Cumartesi

Akıl ve Hikmet Gözü İle Bakmak



AKIL VE HİKMET GÖZÜ İLE BAKMAK

Bir gün bir bir tramvay yolculuğunda yol alırken bulunduğum vagondaki insanların farklı farklı çehrelerine takıldı aklım.Baktığım ama farketmediğim bir şeyin farkına varmışdım o gün.Sanki her bir insan ayrı bir heykel traşın eseri olan farklı,insan versiyonlar gibiydi.


Sonra kendi kendime şu soruyu sordum.Acaba bir heykeltaraş önünde hiç bir model olmaksızın birbirine benzemeyen en fazla kaç yüz insan heykeli yapabilirdi ?.Sonra bunun mümkün olamayacağını düşündüm.Oysaki yaşadığımız şu dünyda bir birine benzemeyen altı milyar insanı ve daha canlı cansız nice varlığı var edebilen ve daha milyarlarcasını var edebilecek ve her saniye var eden mükemmel bir yaratıcı var.


Düşündüğümde gördümki ;her bir insan gözünün renginden,saçlarının rengine,saçlarının renginden, teninin rengine,boyuna, posuna ,karekter ve mizacına varıncaya kadar her biri ayrı bir insan ve her biri ayrı bir tasarım.


Milyarlarca insanın her birisinin ayrı bir tasarım olduğunu düşünmek ise,bizleri var eden bu Yaratıcının ne büyük bir kudret ve ilim sahibi olduğunu gösterir bize;Öyle bir büyük kudret ve ilim sahibi varlık ki; değil onun ilmiyle yarattığı milyarlarca insan oğlunun bir birine benzemeleri, yarattığı insanların parmak uçlarındaki izleri dahi bir birine benzemiyor.


O her yerde her yarattığı varlıkta,varlığını ilmiyle bize haykırırken,diğer yandan gizlenmesi yine onun varlığının en büyük delillerinden olsa gerek.


.Öyle bir varlıkki insanı bütün yarattıklarından üstün yaratmış,ona özel bir değer ve kıymet vermiş, insandan başka bütün yarattıklarını insanın emrine amade kılmış.Her şeyi insan için insanıda kendi için yaratmış.


Acaba bunca nimetlerin içinde yaşayıpta bu nimetleri soframıza getirene ,bütün herşeyi emrimize sunup bizi şu varlık aleminin en üstünü olarak halk edene,bu yüce yaratıcıya günlük hayatımızda ne kadar yer veriyor, acaba onu ne kadar hatırlıyoruz. İşte insan varlığını var edeni bilebildikçe hissettikçe insandır.


Düşündükçe insan anlıyorki bir gövde bir baş ve iki ayak üstünde yürümekle insan olunmuyor , ve yine görmenin var olan gözlerimizle görmek değil,akıl ve hikmet gözüyle görmek olduğunu anlıyor insan.


Bu dünyaya gelişini ve gidişini sorgulamayan yaşadığımız evrene akıl ve hikmet gözüyle bakamayacak kadar kör ve nasipsiz , milyonlarca insan var bu alemde ; Bu ise gözleri olup ancak aynaya bakıpta kendini görmemek kadar acı bir şey.


Yazar Kemal Ural KÜÇÜK ŞEY YOKTUR isimli kitabında bu konuda şöyle diyor.


“ İnsanın oluşumundaki trilyonlarca hücre bir düşünce,bir amaç,bir güç,bir bilgi taşımadan, kendi kendine bir araya gelerek duyan,düşünen,ağlayan,sevinen bir “ insan olabilirimi ? ”

“ Sadece kalemi değil çizdiren elide görmek gerekir .Bir karıncadan bir gübre
böceğinden burada ayrılır insan!


Evet İnsan oğlu bir ressamın ortaya çıkardğığı şaheser tablonun güzelliği karşısında hayran hayran bakarda bu güzelliği ortaya çıkaran,bu güzelliğe İmza atan o ressamı hiç aklına getirip düşünmez bile.


İşte insan kainattaki cennet gibi güzelliklere bakıp hayran kalırken bu güzelliklerin sahibi olan Allahı hiç aklına getirip onu görmüyor bile.İşte insan oğlu dediğimiz varlık budur bizim.


Yine bu konu ile ilgili olarak Yazar Kemal Ural KÜÇÜK ŞEY YOKTUR isimli kitabında şöyle diyor.


Nasıl ki...! okyanusta yolunu şaşırmadan ve kayalara çarpmadan ilerleyen bir gemi o gemide bir kaptanın varlığını bize gösteriyorsa; kainattaki ve evrendeki o kusursuz ve hayrete şayan o muntazam mükemmellik de hiçbir şeyin tesadüf olmadığını söylüyor ve bize ALLAH VAR..! ! ! ! ! DİYE HAYKIRMIYORMU ?


Ne kadarda güzel bir ifade,hayatı sorgulamayan,insan olmanın değerini ve ayrıcalığını hissetmeyen,bu farkındalığın farkında bile olmayan bu dünyadan bir gölge gibi gelip geçen nice insanlar var bu dünyada


Bu kadar akıl ve hikmet gözü ile kör bir sürü insanın içinde bu nimetlerin farkında olabilmek ise ne büyük bir nimet, ne bğyük bir ayrıcalık bizim için. Böyle bedbahlardan olmadığımız için bir kez daha şükredelim yaradana.


Akıl ve hikmet gözünden mahrum olan nice körlerin bunca nimetler içinde yaşadıkları halde sanki kendilerine verilen bu nimetler kendi kazanımlarıymış gibi böbürlenmeleri, baba malı iİle huvardalık yapanlar gibi Allahın verdiği akılla Allaha kafa tutmaları onlar adına ne büyük bir nasipsizlik,ne büyük bir talihsizlik..


Kendi üzerlerinde hiç bir şeye malik olamayanların ( uykusu gelince uykusuzluğa,susayınca, susuzluğa, acıkınca, acıkmışlığa, v.s ) karşı koyamayıp acizliğini ortaya koyanların,sonra bu acizliklerini unutarak meydan okurcasına haşa bizde yarattık dercesine Allahın yaratma sıfatına ortaklık taslamaları ne büyük bir bedbahlık


Akıl ibret almak için, göz ibret nazarı ile bakmak için vardır.Ne yazıkki Bu ferasetten yoksun olanlara, bütün bu gerçekleri gözünün içine soksanız bile yinede hiç bir şey anlamazlar.Bu ise su içinde yüzen balığın sudan habersiz suda yaşaması gibi bir şey.


Kuran bu tür insanları şöyle tarif ediyor.


A'RAF Suresi 179. ayet;

Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, kavramazlar; gözleri vardır, görmezler; kulakları vardır, işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.


Allah bizleri daima akıl ve hikmet gözü ile bakanlardan eylesin

Yazı denemelerim.18/08/ 2007

Seiam ve Dua ile

Hikmet Gündüz

Hiç yorum yok: