30 Kasım 2008 Pazar

Yok artık dedirten üçlükler

Abartmıyoruz! Boğaz'ın sularını kabartmıyoruz. NBA'de bile böylesi yok diyorsak var bir bildiğimiz. Ard arda inanılmaz basketlerin atıldığı bu videoyu izleyin bize hak vereceksiniz...

İşte İstanbul Boğazı'nda arka planında Rumeli Hisarı olan bir basket sahası ve o sahada ard ard üçlük deneyen bir genç... İlginç videolar arşivinden sizler için araştırıp, böyle bir video klip de vardı hatırlatalım istedik. Kimdir, nedir, gerçek midir kısmına takılmayın. Hafta sonu eğlenmek için asprin niteliğinde izleyin, tadını çıkartın...

(Haber 7.com dan alınmıştır)



HZ.MEVLANA ' DAN VECİZ SÖZLER




*
Şefkat ve merhamette güneş gibi ol,
Başkalarının kusurunu örtmekte gece gibi ol,
Sehavet ve cömertlikte akar su gibi ol,
Hiddet ve asbiyette ölü gibi ol,
Tevazu ve merhamette toprak gibi ol,
Ya olduğun gibi görün, yada göründüğün gibi ol

*
Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla
Işığından bir şey kaybetmez


*
Bütün cihanı araştırdım,iyi huydan daha iyi bir liyakat görmedim

*
İçteki kiri su değil ancak gözyaşı temizler

*
Fikir ona derler’ki bir yol açsın, Yol ona derlerki bir gerçeğe ulaşsın

*
Dua ve ibadet Allah ile olmaktır,Allah ile olan kimse için ölüm de ömür de hoştur.

*
Sopayla kilime vuran kilimi dövmez tozlarını silkeler

*
Suskunluğum asaletimdendir.Her lafa verilecek bir cevabım var,
Lakin;Bir lafa bakarım laf mı diye, Bir de söyleyene bakarım adam mı diye”


27 Kasım 2008 Perşembe

9-8-7-6-5-4-3-2-1-0


* Eger '9' canli olsaydın bile

* En çok '8' kez kaçabilirdin ölümden

* Bil ki '7' düvele sultan olsan dahi

* Yerin '6' mekan olacak sana

* En fazla '5' metre kumaş götürebileceksin

* Kapatacaksin '4' açsanda gözünü

* Bu dünya '3' günlük dünya

* Azrailin yanında '2' kat olup yalvarsan da nafile

* Elbet '1' gün öleceksin

* Işte o zaman senin Kıyametin kopacak

Çünkü ÖLÜM bir yok oluş degil YENiDEN DOGUŞTUR...!



Gönderi:Adnan Şensoy

ÇOK YALNIZIM



Dedim: Çok yalnızım. İğne atılsa yere düşmeyecek kadar insanın arasında çok yalnızım. Çevremi kuşatan tüm arkadaşlarıma, yakınlarıma ve aileme rağmen... Çok yalnızım..
Buyurdun (Allah cc): ...
فَإِنِّي قَرِيبٌ Ben ki sana çok yakınım. Bakara-186

Dedim: Evet biliyorum sen bana benden daha yakınsın ama ben senden uzağım. Günahlarımla, hayatımla, aklımla ve ruhumla senden çok uzağa düştüm... keşke ben de sana yakın olabilseydim. Sıyrılıp herşeyden...
Buyurdun (cc):
وَاذْكُر رَّبَّكَ فِي نَفْسِكَ تَضَرُّعاً وَخِيفَةً وَ دُونَ
الْجَهْرِ مِنَ الْقَوْلِ بِالْغُدُوِّ وَالآصَالِ

Rabbini sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine,
(sonsuz bir aşk ve saygı içeren sevginin heyecanı olan bir) ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret ve Gafillerden olma."
Araf-205

Dedim: Buda Senin (cc) yardımını ister.. Kalpler senin kudret elindeyken ve hiçbirşey iznin olmaksızın olamazken, ruhları hidayet ile dirilten ve hidayet veren HADİ (cc) ancak sen iken nasıl başarabilirim bunu...
Buyurdun (cc):
أَلَا تُحِبُّونَ أَن يَغْفِرَ اللَّهُ لَكُمْ ALLAH'ın sizi
bağışlamasını istemez misiniz? Allah çok bağışlayandır çok merhamet edendir
Nur-22

Dedim: Tabii ki, beni affetmeni çok isterim. Beni rahmetine daldırmanı, tövbe denizinde temizlemeni ve sevdiklerinin arasına katmanı son ana kadar bu güzellikte kalabilmeyi çok isterim.
Buyurdun (cc):
وَاسْتَغْفِرُواْ رَبَّكُمْ ثُمَّ تُوبُواْ
إِلَيْهِ
(Öyleyse) Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O'na tövbe edin.
Gerçekten benim rabbim, esirgeyendir, sevendir.
Hud-90

Dedim: Çok günahkârım,işlemediğim günah, üzerinde ısrar etmediğim hata kalmadı. Doğru bildiğim ve yanlışı apaçık sezdiğim halde irademe hakim olamayıp insanlıktan çıkarcasına battım hatalara... Bu kadar günahla ben ne yaparım. Bu kadar günahıma rağmen beni affedermisin?
Buyurdun (cc):
أَلَمْ يَعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ هُوَ يَقْبَلُ التَّوْبَةَ عَنْ
عِبَادِهِ
ALLAH'ın, kullarının tövbesini kabul edeceğini.. ve ALLAH'ın
tövbeyi çok kabul eden ve pek esirgeyen olduğunu hâlâ bilmezler mi?

Tevbe-104.

Dedim: Defalarca tövbe edip tövbemi bozdum ama, artık yüzüm kalmadı. Her günahın ardından tekrardan tövbe ettim. Bir daha asla düşmeyeceğim bu hatalarıma diye çok söz verdim kendime. Daha ne zamana kadar bu şekilde sürebilirdiki ne yüzüm kaldı nede gücüm kaldı tekrardan tövbe etmeye...
Buyurdun (cc):
اللَّهِ الْعَزِيزِ الْعَلِيمِ (2) غَافِرِ الذَّنبِ وَقَابِلِ
التَّوْبِِ
ALLAH aziz ve bilendir, o günahları bağışlayan ve kullarının
tövbesini kabul edendir.
Ğafir-2/3.

Dedim: Senin (cc) sayamayacağım nimetlerine karşın, sayamayacağım kadar günahım var,hangisinin tövbesini yapayım, hangisinin?!
Buyurdun (cc):
إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًا ALLAH bütün günahları
bağışlayandır.
Zümer-53.

Dedim: Yani yine gelsem. Senin yardımın ve sonsuz sevginin sıcaklığıyla yine söz versem. Sayısızca bozmama rağmen yine beni bağışlar mısın?
Buyurdun (cc):
وَ مَن يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ اللّهُ ALLAH'tan başka
günahları bağışlayacak olan yoktur.
Ali İmran-135.

Dedim: Ne kadar güzelsin ALLAH'ım! Bilmiyorum bu sözlerin karşısında
niçin böylesine içim içime sığmıyor ve erimeye başlıyorum, seni çok
seviyorum. sana aşığım Allahım.....
Buyurdun (cc):إِ
نَّ اللّهَ يُحِبُّ التَّوَّابِينَ وَ يُحِبُّ
الْمُتَطَهِّرِينَ
Şüphesiz ki ALLAH tövbe edenleri ve temizlenenleri sever.
Birden 'İlahım, Sahibim, dostum, arkadaşım, en yakınım, yaratan ve yaşatanım Rabbim. benim senden başka kimim var' dedim.
Buyurdun (cc):
أَلَيْسَ اللَّهُ بِكَافٍ عَبْدَهُ
'ALLAH kuluna yetmez mi?' (Zümer-36)

Dedim: Sen ki beni bu kadar çok seviyorsun ve bana karşı bu kadar
iyisin ben ne yapabilirim?
Buyurdun (cc):
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اذْكُرُوا اللَّهَ ذِكْرًا
كَثِيرًا (41) وَسَبِّحُوهُ بُكْرَةً وَأَصِيلًا (42) هُوَ الَّذِي يُصَلِّي
عَلَيْكُمْ وَمَلَائِكَتُهُ لِيُخْرِجَكُم مِّنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ
وَكَانَ بِالْمُؤْمِنِينَ رَحِيمًا

Ey inananlar! ALLAH'ı çokça zikredin. Ve O'nu sabah-akşam tesbih edin.
Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için üzerinize rahmetini gönderen
Odur. Melekleri de size istiğfar eder. ALLAH, müminlere karşı çok
merhametlidir.
Ahzap-41/43.

Kendi kendime dedim:
SENİ SEVİYORUM ALLAHIM !
SANA AŞIĞIM ALLAHIM !

SENDEN BAŞKA HİÇBİR ŞEYSİZ OLARAK ZENGİNLER ZENGİNİ SANA (CC) SANA YÖNELEN BU FAKİR KULUNA
MERHAMET BUYUR. LUTFET... İHSAN ET...

--


Vefa, dost ikliminde yetişir ve bizim yamaçlarımızın gülüdür...

Gönderi:Adnan Şensoy

25 Kasım 2008 Salı

Kalp Krizi ve Sıcak Su





Kalp Krizi ve Sıcak Su
Bu çok güzel bir yazıdır. Sadece öğünlerden sonra sıcak su içme
konusuna değil kalp krizi risklerine de değinmektedir.
Çinliler ve Japonlar yemeklerinden sonra soğuk su değil sıcak çay içerler.
Belki biz de yemekten sonra sıcak bir şeyler içme alışkanlığımızı onlardan edindik.
Eğer yemeklerden sonra soğuk şeyler içiyorsanız bu yazı size
hitap ediyor. Yemekten sonra soğuk bir şeyler içmek sizi rahatlatabilir.
Ancak tükettiğiniz soğuk su katılaşarak yağlı bir madde haline döner ve
yavaş bir şekilde sindirilir. Bu asitli tepkime bozularak bağırsakta katı
maddelerden daha hızlı bir şekilde emilir. Bir kısmı bağırsağa yapışır.
Kısa bir süre sonra tamamen yağ haline döner ve kansere yol açar.
Yemekten sonra sıcak su veya çorba içmek en iyisidir.
Kalp krizi hakkında önemli birkaç bilgi





- Kalp krizi belirtisi her zaman sol kolun uyuşması değildir. Çenedeki şiddetli ağrıların da
farkında olun. İlk göğüs ağrınız kalp krizi sırasında gerçekleşmez. (Daha önce mutlaka
göğüs ağrınız olmuştur) Mide bulantısı ve şiddetli terleme de önemli kalp
krizi belirtilerindendir. Kalp krizi geçiren insanların %60 ı uyurken ölür.
Göğüsteki ağrılar sizi uykudan uyandırabilir. Lütfen dikkatli olun ve olanların farkına varın.


23 Kasım 2008 Pazar

MUTLU BİR EVLİLİĞİN ALTIN KURALLARI


Evliliğin altın “püf”leri

Rabbimize kulluk etmek için geldik bu dünya denen mekana. Bu mekanda doğduk, büyüdük ve öleceğiz inşallah.

Bu süreç içerisinde yeri geldi evleniyoruz, yeri geldi çocuk sahibi oluyoruz. Evliliklerin Allah’a daha iyi bir kul olmak için yapıldığı bir dünya için çalışmalıyız. İşte bunun için

birkaç öneri…

Kimseyle kıyaslamayın

Eşinizi başkalarıyla kıyaslamayın. Çünkü başkalarıyla kıyaslamak onu değiştirmez.

Büyük aşklar masallarda…

Büyük aşklara aldanmayın. Hikayelerde yaşanan büyük aşkları yaşamayı beklemeyin. Hayallerini kurduğunuz mutluluğu eşinizde görün, masallarda yaşananların beklentisi içine girmeyin.

Ortak ilgi alanları

Müşterek ilgi alanları bulun. Kariyer peşinde koşmak, gündelik meşguliyetlerin ötesine geçememek ilişkiyi solduruyor. Ortak ilgi alanları bulmanız eşinizle pozitif iletişim ve eğlencenin oluşmasını destekler.

Zihin okuyucular

Eşinizden; zihninizden geçenleri okumasını beklemeyin. Bu kolay değildir, ancak, belli eğitim ve tecrübeyle çok az kişi zihin okuyabilir. Ne kadar sıkıntıda, üzücü durumda olduğunuzu eşiniz kendiliğinden anlayamaz ki! Sadece hisseder belki ama zihninizi okuyamaz. Ona duygularınızı anlatmaz, iyi kötü yaşadıklarınızı onunla paylaşmazsanız elbette yalnız kalırsınız. Bu durumda sakın sizi yalnız bırakmakla itham etmeyin eşinizi! Yapmanız gereken, ona hissettiklerinizi anlatmaktır.

Aceleci olmayın

Aceleci olmayın, beklemeyi bilin. Evlenir evlenmez veya belli süre geçmeden hemen mutluluğun ortasında bulamazsınız kendinizi! Biraz bekleyin, sabredin, belli yakınlık ve alışkanlığın oluşmasına fırsat tanıyın. Ancak 15-20 yıllık evlilikten sonra birbirini keşfedip tanıyarak etle tırnak halini alan mutlu çiftlerin sayısı az değil. Evlilik sabır, tahammül, anlayış, hoşgörü, fedakarlık ister; acele kabul etmez.

Mizah duygunuzu geliştirin

Mizah duygunuzu geliştirip kullanın. Günlerinizi daha eğlenceli, rahat, ferah, neşelendirici kılmada; kötü bir günün yükünü azaltmada mizahın etkisi büyüktür. Fakat bu mizah anlayışının pozitif yönü olmalı, çünkü negatif espriler sadece tansiyonu artırır.

Eşinizi önemseyin

Eşinizi önemseyin. Fikir, zevk, tercihlerinizin mükemmel uyumla buluştuğu bir evlilik ne yazık ki yaşayamayacaksınız. Bu boş fanteziyi bırakın. Zıtlıkların daima ilişkiyi canlı tuttuğu, rehavet hissinden uzaklaştırdığı, gelişimi arttırdığı gerçektir. Farklılıklara rağmen eşinize değer verdiğinizi gösterin ki, sağlıklı iletişim kurabilesiniz.

Hakimliği bırakın

Sorgu hakimliğini ve nefsin avukatlığını bırakın. Endişe, kıyaslama, suçlama eninde sonunda kavgaya dönüşür. Böyle bir yarışma içine girmeyin. İnanın
Çabalarsanız, dikkat ederseniz mutlu olacağınıza inanın. İçinde bulunduğunuz durum ne olursa olsun, kendinize inanın ve titiz dikkatle ailenizi küçük bir cennete çevirebileceğinize inanın.

Çevreye takılmayın

Çevrenin etkisinden kurtulun. İki kişinin oluşturduğu dünyayı, aradaki iletişim ya da elektriğin seyrini üçüncü kişiler asla çözümleyemezler. Hiç kimse cidden neye ihtiyaç duyduğunuzu, değer verdiğinizi sizden iyi bilemez. Ayrıca insanlar başkalarının ilişkileri konusunda kendi ilişkilerine nazaran daha olumsuzdurlar. Yani, akıl danıştığınız kişiler ilişkinizdeki olumsuz yönleri görmeye, olumlu yönleri görmekten daha meyillidirler.

Korkulardan korkmayın

Yersiz korkuya kapılmayın. Fobiler ilişkileri olumsuz etkiler. O gerçekte nasıl biri, geçmişte yaşadıklarınızı yine yaşayacak mısınız? Bu gibi sorunlar yersiz korkulara kapı açar, mutluluğu zedeler.

İşi eve taşımayın

İşlerinizi eve getirmeyin. Elbette ikinci bir beyin kullanamazsınız ama iş gününüz sona erdiğinde işiniz tamamıyla ofiste kalmalı. İşte işi, evde eşi düşünün.

Affetmek büyüklüktür

Affedin. Kırıldınız, sonra sizden özür dilendi. Çok acı çekseniz de affedin ki, siz de bir gün affedilesiniz.

Mükemmel yoktur!

Mükemmeli aramayı bırakın. Mutsuz evliliklerin en büyük sebebi "Daha mükemmelini yaşayabilirim!" düşüncesinden kaynaklanıyor. "Mükemmel evlilik" diye bir kavram asla var olmamıştır. Evliliğin iyisi olur ama nefisi olamaz. Bu yüzden sizinle her konuda hemfikir olan ya da her an sizi mutlu edebilecek biriyle karşılaşmayı ısrarla beklemek yerine, sizi en fazla tatmin eden ilişkiyi yeşertmeli; henüz nimet eldeyken her şeye ama her şeye rağmen mevcut eşinizin kıymetini bilmelisiniz.

Kaliteli zaman geçirin

Eşinizle her gün az da olsa kaliteli zaman geçirin. Mutlu evlilik eşlerin birlikte geçirdikleri zamanın miktarıyla değil, kalitesiyle orantılıdır.

Geleceğe odaklanın

Geçmişe değil, geleceğe odaklanın. Mutlu evlilik geleceğe doğru inşa edilir. Ailenizin gelecek fotoğrafını şimdiden görerek adım atın.

Açık olun

Açık olmak esastır. Eşinizle iletişimde son derece açık, net, güvenilir olmalısınız. İyi kötü her ne yaşıyorsanız; bunu paylaşın. Hiçbir şeyi içinizde tutmayın çünkü kendi gerçekliğinizi paylaştığınız zaman hayatınızı da paylaşmış olacaksınız, bu süreçte eşinizle aranızda oluşacak bağ her şeyin üstesinden gelmenize yardım edecektir.

Önce arkadaş olun

Eşinizle öncelikle arkadaş olun. Biriyle yıllardır süren araba yolculuğuna çıkacağınızı farz edin. Bu sürede bu kişiye son derece yakın olacaksınız. Dolayısıyla söz konusu kişinin aynı zamanda arkadaşınız olmasını da istersiniz. Evliliği sürdüren geçici heyecan ya da zevklerden çok arkadaşlık, karşılıklı saygı, hayranlık, ilgidir. Cennete varan beraberlik, gelişimini ve hayatta kalmasını sağlam bir arkadaşlık temeline borçludur inşallah.

Kendinizde arayın

Mutluluğu önce kendinizde arayın. Çevrenize mutluluk saçan biri misiniz, yoksa problem misiniz? Kim bilir belki de mutsuz evliliğinizin kaynağı sizin yapı itibariyle mutsuz biri olmanızdır. Sakın bunun bedelini eşinize ödetmeyin, aksi halde büyük tokatlar yersiniz!

Maddiyatı önemsemeyin

Parayı haddinden fazla önemsemeyin. Para önemli ama taviz vermek gerekirse paradan verin, mutluluğunuzdan değil!

Milli Gazete

MUCİZE İLAÇ ASPİRİN



İşte mucize ilaç aspirinin 12 yeni marifeti....

Kaşıntıyı kesiyor:

Birkaç tane Aspirin'i ezerek toz haline getirin. Elde edilen tozu bir miktar nemlendiriciyle karıştırıp kaşınan bölgeye sürün. Bu losyon Aspirin'in cilde nüfuz etmesini sağlayacak ve kaşıntıyı durduracaktır.

Tansiyonu düşürüyor:

İspanyol bilim adamlarının yaptığı bir araştırma, Aspirin'in yüksek tansiyona karşı da iyi geldiğini ortaya koydu. Her gün alınan 100 miligram aspirin büyük ve küçük tansiyonu belirgin oranda düşürüyor.

Ancak uzmanlar uyarıyor: Aspirini sabah değil, geceleri içmelisiniz.

Güneş yanığına karşı:

Yazın bir anda korunmasız olarak güneşin altında kalmaktan kaynaklanan yanıklar bir hayli can yakıcıdır ve ardından cildin kabarcıklar şeklinde su toplamasına neden olur. Ancak çok fazla güneş altında kaldıktan en az bir-iki saat sonra alınacak iki adet Aspirin hem yanmayı hem de cildin su toplanmasını azaltır.

Kalp dostu:

Günde en az 75 miligram Aspirin almak kanı inceltip damar iltihaplanmasını önleyerek kalp hastalıkları riskini yüzde 30 oranında düşürebiliyor.

Göğüs ağrısı hissedildiğinde bir Aspirin çiğnemek, olası kalp krizini baştan önlemeye yardımcı oluyor ve kriz geçirilmişse bile bunun yarattığı tahribatı azaltıyor.

Nasıra iyi geliyor:

5-6 adet Aspirini toz haline getirip yarım çay kaşığı su ve yarım çay kaşığı limon suyu ile karıştırın. Nasırlı bölgeye bu karışımı sürdükten sonra üzerini sıcak ve nemli bir bezle 10 dakika örtün. Aspirin'in içindeki asit nasırı yumuşatacak ve süngertaşıyla biraz ovduktan sonra nasırınız düzelecektir.

Prostatı önlüyor:

Ünlü sağlık merkezi Mayo Clinic'in uzmanları tarafından 1400 erkek üzerinde 5,5 yıl boyunca yapılan bir araştırma, prostat riskinin her gün Aspirin içen erkeklerde iki kat azaldığını gösterdi.

Kolon kanserini önlüyor:

Aile bireylerinizden biri kolon kanseriyse her gün Aspirin içmenizde büyük fayda var. Zira araştırmalara göre günde 81 miligram Aspirin alan erkeklerde kolon kanseri riski, almayanlara göre yüzde 50 oranında düşebiliyor.

Uçukları geçiriyor:

Macar uzmanlar tarafından yapılan bir araştırmaya göre, her gün alınacak 125 miligram Aspirin uçukların cilt üzerindeki ömrünü ortalama 8 günden 5 güne düşürerek, neredeyse yarı yarıya azaltabiliyor. Aspirin, uçuğa neden olan iltihabı da azaltarak, etkilenmiş bölgenin daha çabuk iyileşmesini sağlıyor.

Alzheimer'dan koruyor:

Hollanda'daki Erasmus Tıp Merkezi'nde görevli bilim adamları tarafından yapılan bir araştırmaya göre birkaç yıl boyunca düzenli Aspirin kullananlarda Alzheimer hastalığına yakalanma riski, bu ilacı düzensiz kullananlara göre yaklaşık yüzde 80 oranında daha az ortaya çıkıyor.

Kadında kısırlığa iyi geliyor:

Arjantinli uzmanlar, çocuk sahibi olamayan bir grup kadın üzerinde testler yaptı. Kadınlardan bir bölümüne sadece kısırlık ilacı, diğer gruba ise kısırlık ilacıyla birlikte 100 miligram Aspirin verildi.

Aspirin, yumurtalıkta kan dolaşımını artırdığı için, ilacı Aspirinle alanların hamile kalma şansı yüzde 40 arttı. Sadece kısırlık ilacı alanlarda ise yüzde 20 artış görüldü.

Siğilleri söküp atıyor:

Bir parça bant alın, ortasına yuvarlak bir delik açın ve bu delik tam siğilin üzerine gelecek şekilde bandı cildinize yapıştırın. Ucu banttan dışarı çıkan siğilin üzerine, daha önce toz haline getirdiğiniz Aspirin'i sürün ancak cildinizin diğer taraflarına bulaştırmayın. Sonra bunun üzerini başka bir bantla kapatıp aynı işlemi üç gece üst üste uygulayın. Siğiliniz iyileşecektir.

Felçten koruyor:

Felcin nedeni kan pıhtılaşması. Aspirin'in en önemli özelliği de pıhtılaşmayı önlemesi. Her gün alınacak bir Aspirin'in, felç geçirmiş erkeklerde yeni bir felç riskini yüzde 25 oranında önlediği biliniyordu. Bundan yola çıkan uzmanlar, genel olarak felç riski taşıyanlarda da aynı oranda etkili olacağını düşünüyor. Hatta bazı araştırmalar bu oranın daha da yüksek olabileceğini gösteriyor.

Bu yeni faydalarıyla Aspirin'in gerçekten mucize ilaç olduğu bir kez daha kanıtlandı. Ancak her ilaç gibi Aspirin'in de zararlı etkileri olabiliyor.

Uzmanlar özellikle mide hastalarını uyarıyor:

Dikkat, Aspirin mideyi delebilir. Çünkü mide asit salgılayan bir organ. Aspirin veya romatizma ilaçları midenin koruyucu örtüsünü ortadan kaldırıyor. Böylece iç örtü asitle doğrudan temasa geçiyor.

Çok faydalı 4 bilgi;


1-ULUSLARARASI ACİL NUMARA: 112


Eğer telefonunuz kapsama alanı dışıdaysa ve acil bir durum var ise, 112'yi çevirin. Varolan herhangi bir network bulunup, yardım isteyebilirsiniz. Daha enteresanı, tuş takımınız kilitli olsa dahi, 112 çevrilebilir.

2- EĞER UZAKTAN KUMANDALI ARAÇ ANAHTARINIZI ARACINIZDA KİLİTLİ UNUTURSANIZ:
Aracinizin yedek anahtari baska birinde varsa, aradaki mesafe ne olursa olsun, o kisiyi cep telefonunuzla arayin. Aracinizin kapisina 25- 30 cm uzakta cep telefonunuzu tutun, karsi taraf da yedek anahtarin acma dugmesine(cep telefonuna yakin bir mesafede tutarak) basin. Kapiniz acilacaktir ve Bagaj icin de gecerlidir.

3- GİZLİ PİL GÜCÜ :


Eger cep telefonunuzun pil seviyesi çok düsükse ve acil bir telefon bekliyorsaniz; Nokialar, rezerve pile sahiptir. *3370# tuslarına basarak, telefonunuzu, rezerv pille çalisir hale getirebilirsiniz. Cihaziniz pil seviyesinde %50 artis gösterecek ve telefonunuzu sarj ettiginizde, rezerv piliniz de tekrar dolacaktır.

4- 444 0 911


Turkiye'deki tum hastaneler ayni numarada birlesti.Acil durumlarda 444 0 911 numarali telefon hattini arayan vatandaslar, en yakin hastaneye en hizli sekilde ulasabilecek, ilgili hastaneden ambulans aninda yola cikacak.Cep telefonundan aranma durumunda ise oturulan sehrin alan kodu ile birlikte 444 0 911 numaralı hat aranacak. Ornegin cep telefonundan (0212) 444 0 911 numarayi arayan vatandas, Istanbul'da, kendisinin bulundugu noktaya en yakin hastaneye en hizli sekilde ulasabilecek.Sabit telefonla aramada ise herhangi bir kod cevirmeden direkt 444 0 911 aranacak. Bu telefon arandiginda kisiye en yakın hastaneden ambulans olay yerine gönderilecek.

İhtiyacınız olmaması dileğiyle...

KALORİ YAKMANIN 59 YOLU



Eğer, "ne yapsam kilo veremiyorum" bahanesine sığınmaz ve o cümleyi unutursanız, pratik yöntemlerle hiç farkına bile varmadan da kilo verebilirsiniz!



Özlem Sarıoğlu'nun önerileri

Kahvaltı

1. Yağlı süt yerine yağsız veya yarım yağlı süt için.
2. Kahvaltılık gevrek veya meyve suyunuz için kullandığınız tabağı veya bardağı küçültün.
3. Sütünüzü şeker yerine taze meyveyle tatlandırın.
4. Enerjisiz tatlandırıcılarla yapılmış light yoğurdu tercih edin.
5. Ekmeğinizi tamamen tüketmek yerine birisiyle paylaşın veya ertesi sabah kahvaltısı için ayırın.
6. Yumurtanızı pişirirken margarin veya sıvı yağ kullanmak yerine yağsız tavada veya domates ilavesiyle ile pişirin.
7. Omletinizi peynir veya sucuk yerine soğan, mantar, ıspanak ve biber ile lezzetlendirin.
8. Omletinizi yaparken iki yumurta kullanmak yerine, yumurtalarınızdan birinin tamamını kullanın, diğerinin ise sadece beyazını ekleyerek aldığınız kaloriyi azaltın.
9. Şeker içeren reçeller yerine meyvenin kendi tadıyla yapılmış doğal reçelleri kullanın.
10. Normal sosis, salam ve sucuk yerine yağsız etle yapılmış olanları seçin.
11. Ekmeğinize sürdüğünüz veya sandviç/tost yaptığınız normal peynirler yerine yağsız olanları tercih edin.
12. Çayınızı, kahvenizi veya kahvaltılık gevreğinizi tatlandırmak için normal şeker yerine enerjisiz doğal tatlandırıcıları kullanın.
13. Sandviç veya tost yaparken beyaz ekmek yerine tahıllı ekmek kullanın.
14. Kahvaltıda sütünüzü şeker yerine taze meyvelerle tatlandırın.

Öğle ve akşam yemeği

1. Makarnanızı kıymalı sos yerine biber, kabak, soğan ve mantar gibi sebzelerle hazırladığınız sosla lezzetlendirin.
2. Ton balıklı veya tavuklu salatanızı limon, sirke, az zeytinyağı ilavesiyle tatlandırın veya mayonez kullanacaksanız light olanları tercih edin.
3. Ton balığının yağda olanları yerine suda olanlarını kullanın.
4. Sandviçinize koyduğunuz peynir veya ızgara etinizi azaltın ve yerine taze sebze ekleyin.
5. Sandviçinize koyduğunuz peyniri zaman zaman tamamen kaldırıp sandviçinizi taze marul, domates, soğan gibi sebzelerle hazırlayın.
6. Etlerinizi yağsız pişirin.
7. Et, tavuk ve balığın yağsız olanlarını tercih edin.
8. Pizza yaparken kullandığınız peyniri yarıya indirin.
9. Sandviç hazırlarken ekmeğe yağ veya peynir sürmeden hazırlayın veya light olanları seçin.
10. Normal margarin yerine light olanları tercih edin.
11. Dışarıda yediğiniz yemeklerde başlangıç olarak yediğiniz besinlerde porsiyon kontrolünü sağlayın ve düşük kalorili olanları seçin.
12. Yemek tariflerinde normal krema yerine yağsız olanları kullanın.
13. Yemeklerinizle beraber tükettiğiniz ekmeğin porsiyonlarını küçültün.
14. Yemekleri, çorbaları veya sosları servis ederken üzerinde biriken yağ tabakasını alıp servis yapın.
15. Sofrada tabağınızı tamamen bitirmeyin.
16. Salatalarınızı krutonsuz tüketin.
17. Salatalarınızı normal soslar yerine düşük kalorili soslarla lezzetlendirin.
18. Tavuk ve balığı pişirirken haşlama, fırında pişirme ve ızgara yöntemlerini kullanın.
19. Tavuğun derisini tüketmeyin.
20. Tükettiğiniz et porsiyonlarını azaltın.
21. Salatalarınızda düşük yağlı lor peyniri tercih edin.
22. Makarna ve pilav tüketirken porsiyon miktarınızı azaltın (özellikle yarım porsiyona indirmeyi deneyin).
23. Ana yemeklerin yanında yağlı ve kalorisi yüksek garnitürler yerine ızgara mantar tercih edebilirsiniz.
24. Yemek yaparken bir yemek kaşığı sıvıyağ kullanın.
25. Aperatiflerinize peynir ve ızgara sebzeler eşlik etsin.
26. Çok yağlı pişen sebze yemekleri yerine mevsimine uygun çiğ sebze ve meyve tercih edin.
27. Yemekleri hazırlarken, yağ kullanmak yerine yanmaz tava ve tencerelerde yağ koymadan pişirmeyi deneyin.
28. Peynirli, yoğurtlu, etli yemekler hazırlarken yemeğe girecek olan yağı azaltın veya hiç kullanmayın.
29. Yavaş yemek daha fazla yemenizi engeller.

Tatlılar

1. Tatlı ihtiyacınızı karşılamak için tam bir porsiyon yerine tatlının tadına bakarak veya yarım porsiyon tüketerek daha dikkatli olabilirsiniz.
2. Sofra şekeri yerine tatlandırıcı ile yapılmış hafif ve sütlü tatlıları veya meyveli tatlıları tercih edin.
3. Tatlandırıcı kullanarak evinizde kendinize light komposto yapın.
4. Külahlı dondurma yerine tekli dondurma kaplarında dondurma yemeyi tercih edin.
5. Kremalı dondurmalar yerine buzlu dondurmaları tercih edinin.
6. Kremalı pastalar yerine diyet dondurma veya meyve tercih edin.
7. Kek veya turta yerken yarım porsiyonunu iptal edin.
8. Evinizde acil durumlarda diyet dondurma ve meyve bulundurun.
9. Puding veya vanilyalı soslar yerine mevsimine uygun taze meyveleri tercih edebilirsiniz.
10. Cevizli, bademli tatlılar ve kremalı turtalar yerine elma, şeftali ve çilek tercih edebilirsiniz.
11. Kek, brownie veya diğer tatlılar hazırlanırken yağ miktarını minimuma indirin.
12. Tatlı yiyeceğiniz zaman mutlaka porsiyonunuzu başkası ile paylaşın.
13. Standart yağlı kekler yerine daha az yağlı light kekleri tercih edin ve mutlaka bütün kek ve türevi besinlerin yağ miktarına dikkat edin.
14. Hazırladığınız tatlılar da yağlı soslar yerine elmalı soslar tercih edin.
15. Çikolatalarınızı bitter tercih edin ve mümkün oldukça az tüketin.

HALİL İBRAHİM BEREKETİNİN ÖYKÜSÜ



Kalbiniz temiz olduğu sürece her zaman kazanırsınız :))

Vaktiyle birbirini çok seven iki kardeş varmış.

Büyüğü Halil.

Küçüğü ise İbrahim...

Halil, evli çocuklu.

İbrahim ise bekârmış...

Ortak bir tarlaları varmış iki kardeşin...

Ne mahsul çıkarsa, iki pay ederlermiş.

Bununla geçinip giderlermiş...

Bir yıl, yine harman yapmışlar buğdayı.

İkiye ayırmışlar.

İş kalmış taşımaya.

Halil, bir teklif yapmış :

İbrahim kardeşim; Ben gidip çuvalları getireyim. Sen buğdayı bekle.

Peki, abi demiş İbrahim...

Ve Halil gitmiş çuval getirmeye... .

O gidince, düşünmüş İbrahim:

Abim evli, çocuklu. Daha çok buğday lazım onun evine

Böyle demiş ve

Kendi payından bir miktar atmış onunkine...

Az sonra Halil çıkagelmiş.

Haydi İbrahim. De miş, önce sen doldur da taşı ambara.

Peki abi.

İbrahim, kendi yığınından bir çuval doldurup düşer yola.

O gidince, Halil düşünür bu defa:

Der ki:

Çok şükür, ben evliyim, kurulu bir düzenim de var.

Ama kardeşim bekâr.

O daha çalışıp, para biriktirecek. Ev kurup evlenecek.

Böyle düşünerek,

Kendi payından atar onunkine birkaç kürek.

Velhasıl, biri gittiğinde, öbürü, kendi payından atar onunkine.

Bu, böyle sürüp gider.

Ama birbirlerinden habersizdirler.

Nihayet akşam olur.

Karanlık basar.

Görürler ki, bitmiyor buğdaylar.

Hatta azalmıyor bile.

Hak teala bu hali çok beğenir.

Buğdaylarına bir bereket verir, bir bereket verir ki...

Günlerce taşır iki kardeş, bitiremezler.

Şaşarlar bu işe...

Aksine çoğalır buğdayları.

Dolar taşar ambarları.

Bugün 'Bereket' denilince, bu kardeşler akla gelir.
Bu bereketin adı: halil ibrahim bereketidir.

EVİNİZE VE HAYATINIZDA HALİL İBRAHİM BEREKETİ DİLERİM

Bu VİDEO'yu izle ve gaza öyle bas!

Trafik kazaları yollarda kol gezen baş belası bir terör. Hız, dikkatsizlik, uykusuzluk, alkol. Sonuçlar hep aynı; ölüm! Bu videoda bu acılar sebepleriyle var


22 Kasım 2008 Cumartesi

Güneşin batışını bir de böyle izleyin

Ordu'nun Yason Yarımadası’ndan güne veda eden güneşin sunduğu manzara, hemen arkasından doğacak ayı bile kıskandıracak cinsten



Kartalların inanılmaz av mücadelesi

Vahşi yaşamdan kesitler şaşırtmaya devam ediyor. Görüntülerde kartalların avlarına sahip olmak için havada yaşadığı inanılmaz mücadeleye şahit olacaksınız.





20 Kasım 2008 Perşembe

KOMUTAN NAMAZ CEZASI VERMİŞ



Şehit Jandarma Çavuş İsmail Uygun'un annesi Sultan Uygun, "Hep bizim gibi ailelerin çocukları şehit düşüyor. 2 yaşındaki torunum babasız kaldı. Ben vatan sağ olsun demeyeceğim." dedi. Şahit annesi, 3 aylık asker olan oğluna terör bölgesinde günde 7 saat nöbet tutturulmasına da tepki gösterdi. Acılı anne, "Komutanı oğluma namaz kıldığı için tepki gösteriyormuş. Günde 7 saat nöbet tutturuyormuş." diyerek feryat etti.


NAMAZINA GICIK KAPINCA 7 SAAT NÖBET

Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Kayacık beldesi kırsalında teröristlerle çıkan çatışmada şehit düşen Jandarma er İsmail Uygun'un Kayseri'nin Turgut Reis mahallesinde oturan baba evinde büyük üzüntü yaşanıyor. Gece askeri yetkililerden aldıkları haberle yıkılan ailenin yakınları şehidin baba evine akın etti.

Askerlik görevini kısa dönem olarak yapan er Uygun'un annesi Sultan Uygun'un ağıtları yürekleri dağladı. Şehit çavuşun 2 yaşındaki kızı Beyza'yı kucağına alarak gözyaşları döken Anne Uygun, "Şunun babasına nasıl kıydınız" diyerek PKK'ya lanet yağdırdı. 'Vatan sağ olsun' demeyeceğim" diyen acılı anne, "Oğlumun komutanı, namaz kıldığı için tepki gösteriyormuş. Onun gibi diğer kısa dönem askerler masa başında otururken 3 aylık er olan İsmail'im günde 7 saat nöbet tutuyormuş. Oğlum komutanına söyleyemiyordu ama bunları telefonda bize söylüyordu. Komutanı oğluma gıcık kapmış.

Ayrıca hep bizim gibi insanların çocukları şehit düşüyor. Hiç gördünüz mü 'oğlum şehit oldu' diye ağlayan eli yüzü boyalı bir anne. Yok göremezsiniz. Ahmet Türk kameralar önünde zafer işareti yapıyor kimse bir şey diyemiyor. O yüzden vatan sağ olsun demeyeceğim." dedi.

Şehir askerin eniştesi Tekin Coşkun da 3 aylık bir askere Doğu'da nöbet tutturulmasına anlam veremediğini söyledi. Coşkun, "Silah tutmasını bile bu kadar sürede bir asker öğrenemez. Ama onca saat nöbet tutturuluyor." diyerek kısa dönem askerlerin terörle mücadelede kullanılmasını eleştirdi. 3 yıl önce Ayşe Uygun'la hayatını birleştiren şehit er İsmail Uygun'un bu evlilikten 2 yaşında Beyza isimli bir çocuk sahibi olduğu öğrenildi. Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü'nden mezun olan şehit çavuş'un terhisine 1.5 ay kaldığı belirtildi.

Cihan
Haber tarihi 20/11/2008


Bu yazı haber7.com dan alınmıştır

-------------------------------------------------------------------------------------------------
Tabiki Kahraman ordumuzun hepsini aynı katogeriye koymak yanlıştır.Ancak adını Peygamber ocağı olarak almış bir ordunun mensubu bir subaya bunlar yakşmamaktadır.Bizleri Bu tür haberler çok üzüyor

Hikmet Gündüz

14 Kasım 2008 Cuma

Şimdi Gidiyorsun ( İbrahim Sadri )



AL GÖTÜR


Al götür bende ne varsa senden kalan
Al götür ki göz yaşım yağmur gibi yağmasın
Ne bir adet resmin nede saçından bir tel
Al götür ki yüreğim volkan gibi yanmasın

Ne sunduğun bir buse , ne esrarlı bakışın
Al götür ki anılar beni sarıp yakmasın
Al götür duvarlara yansıyan hayalini
Al götür ki yatak odam bana hücre olmasın

Aklıma takılmasın işvelerin nazların
Al götür ki aklımı aklım sende kalmasın
Söyle rüzgarlara getirmesin kokunu
Her yerde senin kokun buram buram kokmasın

Emir ver kalemime kurusun mürekkebi
Adına sevda yüklü şiirleri yazmasın
Söyle alfabelere ismini çıkarsınlar
Hiçbir dilde lisanda senin ismin yazmasın

Al götür geceleri çek al hayatımdan
Al göt götür ki geceler çile hasret dolmasın
Söyle ki şarkılara çalmasın sevda için
Söyle ki şarkılara beni mecnun yapmasın

Söyle postacılar silsin seni adresten
Gözlerim yollarda nöbet tutup kalmasın
Ne telefonlarım çalsın , nede kapım vurulsun
İçimde senden yana hiçbir ümit kalmasın

Al götür şu kalbimi çarpmasın senin için
Al götür ki bir daha asla aşık olmasın
Bir mezar kaz bana sevda mezarlığında
Öyle bir mezar ki bu hiç benzeri olmasın


Hikmet GÜNDÜZ 02/03/1997 SAAT 3:45


Yasal Uyarı

Şiirlerim yasal güvence kapsamında olup
Şairin ismi verilmeden kullanılması ve
Yayınlaması yasaktır

Sevda Sokağı ( İbrahim Sadri )

Sen İçerideyken ( İbrahim Sadri )

Ben Seni Hiç Sevmedimki ( İbrahim Sadri )

Senai Demirci - Akşam Vakti

VEFASIZ ( OKUYAN İBRAHİM SADRİ )




LANET

Sana yazdığım mutluluk şiirlerim
Sana dua değilde beddua olsun
Benliğimi benden alan gözlerin
Bütün bir ömür yaşlarla dolsun


Acılar peşinde bir gölgen olsun
Kalbinde her ümit açarken solsun
Yürü benim yerime dikenli yolları
Attığın her adım ızdırap dolsun

Kalbindeki özlemler bir hayal olsun
Dermansız dertler hep senin olsun
Gönlünde yer verirsen başka bir sevgiye
O beyaz gelinliğin kefenin olsun


Lanetler yağsın durmadan üstüne
Başın dik durmasın düşsün önüne
Günah defterim seninle dolu
Cehennem seni yaksın benim yerime


Hikmet GÜNDÜZ 1983


Yasal uyarı
Şiirler yasal güvence altında olup şaiirin ismi verilmeden kullanılması
ve yayınlanması yasaktır

Monaroza Sezai Karakoç

Monaroza Sezai Karakoç'un şiiridir...
Monaroza Sezai Karakoç'un ıstanbulda Ünüversitede Okurken Aynı Sınıfta Sevdiği bir kız varmış... Kızın adı MUAZZEZ AKKAYA...Ama Utancından Bir Türlü Açılamamış... Kızda Bunu Seviyomuş Ama Oda Sezai Abinin Ona Teklif Sunmasını bekliyomuş... Bir Sene Bu sessizlik ıçinde Geçmiş.. ıkinci sende Aynı şekilde... Kız Dayanamamış ve 3. Sene Köyünden Bi delikanlıyla Evlenmiş.. Tabi Bu sırada Okula devam ediyomuş.. Dördüncü Sene Bi Çocuğu Olmuş... Velhasıl Sezai Abi Yanıp Tutuşuyor.. Fakat Kız Evli.. Ne Yapsın.. Sezai Abide oturmuş MONAROZA şiirini Yazmış.. Monaroza şiirinin her kıtasının ılk Harflerine Dikkat ederseniz MUAZZEZ AKKAYAM yazar... Muazzez Akkaya Üniversitede çarpıldığı ama Açılamadığı o güzel Yüzlü kızdı... Son Sınıftalar ya mezuniyet Törenini Yapacakları Sırada Sezai abiye Bi teklif Sunarlar.. Senin Sesin Güzeldir ıyide şiir Okursun Bi şiir Okuda Sevinelim demişler.. oda Kıramamış.. Çıkmış Pist.. ezberinde Olan MONAROZA'yı Okumuş.. Tabi Mecliste Bulunan MUAZZEZ AKKAYA şiirin kendisine Yazıldığını anlamış... Olayın en çarpıcı Yeride Bundan sonra geçekleşmekde. .. Neyse Mezuniyet Töreni Bitmiş.. MUAZZEZ AKKAYA Eve Gitiğinde Kendini 3. Kattan Aşağı atarak ıntahar etmiş...
Olay Budur Ve Hepsi gerçek gibi gerçektir...

MONAROSA

Mona Rosa siyah güller, ak güller
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah senin yüzünden kana batacak
Mona Rosa siyah güller, ak güller

Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Rosa bugün ben de bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşi kirli çakallar

Açma pencereni perdeleri çek
Mona Rosa seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Rosa ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek

Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
Ben de çıkar güneş aydınlığa
Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
Seni hatırlatır her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi

Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mum ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar

Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli olur bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin, ellerin ve parmakların

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat on ikidir, söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

Akşamları gelir incir kuşlari
Konarlar bahçemin incirlerine
Kiminin rengi ak, kiminin sarı
Ah beni vursalar bir kuş yerine
Akşamlari gelir incir kuşlari

Ki ben Mona Rosa bulurum seni
ıncir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O sakin bakışlar bir su kenarında
Ki ben Mona Rosa bulurum seni

Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım sığmaz öyle bir saza
En güzel türküyü bir kuşun söyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa

Artık anla beni muhacir kızı
Anla ve Kabul et itirafımı
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı etrafımı
Artık anla beni muhacir kızı

Yağmurdan sonra büyürmüş başak
Meyveler sabırla olgunlaşırmış
Bir gün gözlerimin at içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurdan sonra büyürmüş başak

Altın bilezikler, O korkulu ten
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
Bir tüy ki can verir gülümsemene
Bir tüy ki kapalı geceye güne
Altın bilezikler, O korkulu ten

Mona Rosa siyah güller, AK güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah senin yüzünden kana batacak
Mona Rosa siyah güller, AK güller

Sezai KARAKOÇ

ŞİİR AKŞAMLARI

13 Kasım 2008 Perşembe

Hem Padişahın İşi Ne?


Sultan Murad Han o gün bir hoştur. Telaşeli görünür. Sanki bir şeyler söylemek ister. Sonra vazgeçer.

Neşeli deseniz değil, üzüntülü deseniz hiç değil.

Veziriazam Siyavuş Paşa sorar:

- Hayrola efendim, canınızı sıkan bir şey mi var?

- Akşam garip bir rüya gördüm.

- Hayırdır inşallah?

- Hayır mı şer mi öğreneceğiz.

- Nasıl yani?

- Hazırlan, dışarı çıkıyoruz.

Ve iki molla kılığında çıkarlar yola. Görünen o ki, padişah hala gördüğü rüyanın tesirindedir ve gideceği yeri çok iyi bilir. Seri, kararlı adımlarla Beyazıt’a çıkar, döner Vefa ya, Zeyrek ten aşağılara sallanır. Unkapanı civarında soluklanır. Etrafına daha bir dikkatle bakınır. İşte tam o sırada yerde yatan bir ceset görürler. çevredekilere sorarlar;

- Kimdir bu Ahali:

- Aman hocam hiç bulaşma derler. Ayyaşın mey huşun biri işte!

- Nerden biliyorsunuz?

- Müsaade et de bilelim yani. Kırk yıllık komşumuz.

Bir başkası tafsilata girer;

- Biliyor musunuz der. Aslında iyi sanatkardır. Azaplar çarşısı nda çalışır. Nalının hasını yapar Ancak kazandıklarını içkiye, fuhuşa nerde namlı kadın varsa ona harcar. Hem şişe şişe şarap taşır evine, hem de mimli kadın varsa takar peşine.

Hele yaşlının biri çok öfkelidir.

- İsterseniz komşulara sorun der. Sorun bakalım onu bir cemaatte gören olmuş mu?

Hasılı, mahalleli döner ardını gider. Bizim tebdili kıyafet mollalar kalırlar mı ortada! Tam vezir de toparlanıyordur ki padişah yolunu keser:

- Nereye?

- Bilmem, bu adamdan uzak durmayı yeğlersiniz sanırım.

- Millet bu, çeker gider. Kimseye bir şey diyemem Ama biz gidemeyiz, şöyle veya böyle tebamizdir. Defnini tamamlasak gerek.

- İyi ya, saraydan birkaç hoca yollar kurtuluruz vebalden.

- Olmaz, rüyadaki hikmeti çözemedik daha.

Peki ne yapmamı emir buyurursunuz?

- Mollalığa devam Naaşı kaldırmalıyız en azından.

- Aman efendim, nasıl kaldırırız?

- Basbayağı kaldırırız işte.

- Yapmayın etmeyin sultanım, bunun yıkanması paklanması var. Tekfini, telkini

- Merak etme ben beceririm. Ama önce bir gasil hane bulmalıyız.

- Şurada bir mahalle mescidi var ama

- Olmaz, vefat eden sen olsaydın nereden kalkmak isterdin?

- Ne bileyim, Ayasofya ‘dan Süleymaniye ‘den, en azından Fatih Camii nden..

- Ayasofya ile Süleymaniye de devlet erkanı çoktur. Tanınmak istemem. Ama Fatih Camii ni iyi dedin. Hadi yüklenelim

Ve gelirler camiye. Vezir sağa sola koşturur, kefen tabut bulur. Padişah bakir kazanları vurur ocağa Usulü erkanınca bir güzel yıkarlar ki naaş ayan beyan güzelleşir sanki. Bir nurdur aydınlanır alnında. Yüzü sakilere benzemez. Hem manalı bir tebessüm okunur dudaklarında .Padişahın kanı ısınmıştır bu adama, vezirin de keza Meçhul nalıncıyı kefenler, tabutlar, musalla taşına yatırırlar. Ama namaz vaktine hayli vardır daha Bir ara vezir sıkıntılı sıkıntılı yaklaşır.

- Sultanım der. Yanlış yapıyoruz galiba

- Nasıl yani?..

- Heyecana kapıldık, sorup soruşturmadan buraya getirdik cenazeyi. Kim bilir belki hanımı vardır, belki yetimleri?

- Doğru, öyle ya, neyse Sen başını bekle, ben mahalleyi dolanıp geleyim.

Vezir cüzüne, tespihine döner, padişah garip maceranın başladığı noktaya koşar.

Nitekim sorar soruşturur. Nalıncının evini bulur.

Kapıyı yaşlı bir kadın açar. Hadiseyi metanetle dinler. Sanki bu vefatı bekler gibidir.

- Hakkını helal et evladımâ der. Belli ki çok yorulmuşsun. Sonra eşiğe çöker, ellerini yumruk yapar. şakaklarına dayar Ağlar mı? Hayır. Ama gözleri kısılır, hatıralara dalar belki. Neden sonra silkinip çıkar hayal dünyasından

- Biliyor musun oğlum? diye dertli dertli söylenir

Bizim efendi bir alemdi, vesselam Akşamlara kadar nalın yapar Ama birinin elinde şarap şişesi görmesin; elindekini avucundakini verir satın alırdı. Sonra getirip dökerdi helaya!..

- Niye?

- Ümmeti Muhammed içmesin diye

- Hayret

- Sonra, malum kadınların ücretlerini öder eve getirirdi. Ben sizin zamanınızı satın aldım mı? Aldım, derdi. Öyleyse şimdi dinleseniz gerek O çeker gider, ben menkıbeler anlatırdım onlara Mızraklı ilmihal. Hücceti İslam okurdum

- Bak sen! Millet ne sanıyor halbuki

- Milletin ne sandığı umurunda değildi. Hoş, o hep uzak mescitlere giderdi. Öyle bir imamın arkasında durmalı ki, derdi. Tekbir alırken Kabe yi görmeli

- Öyle imam kaç tane kaldı şimdi?

- işte bu yüzden Nisancıya, Sofulara uzanırdı ya Hatta bir gün;

- Bakasın efendi dedim. Sen böyle böyle yapıyorsun ama komşular kötü belleyecek. inan cenazen kalacak ortada

- Doğru, öyle ya?

- Kimseye zahmetim olmasınâ deyip mezarını kendi kazdı bahçeye. Ama ben üsteledim. İş mezarla bitiyor mu? dedim. Seni kim yıkasın, kim kaldırsın?

- Peki o ne dedi?

- Önce uzun uzun güldü, sonra;

- Allah büyüktür hatun dedi. Hem padişahın işi ne?

Bu zatı muhterem Nalıncı Baba’ dır.

9 Kasım 2008 Pazar

Çanakkale Şehitleri Gezimiz


Alıntı Resim

Alıntı Resim

Alıntı Resim

Alıntı Resim

Alıntı Resim

Alıntı Resim

Alıntı Resim

Fotoğraf Çekim Hikmet Gündüz

Fotoğraf Çekim Hikmet Gündüz

Fotoğraf Çekim Hikmet Gündüz

Fotoğraf Çekim Hikmet Gündüz

Alıntı Resim

Fotoğraf Çekim Hikmet Gündüz



Fotoğraf Çekim Hikmet Gündüz

Fotoğraf Çekim Hikmet Gündüz

Fotoğraf Çekim Hikmet Gündüz

Fotoğraf Çekim Hikmet Gündüz

Fotoğraf Çekim Hikmet Gündüz

Fotoğraf Çekim Hikmet Gündüz




silifkeli 18 yaşında bir şehit

silifkeli 20 yaşında bir şehit

silifkeli 18 yaşında bir şehit

Fotoğraf Çekim Hikmet Gündüz

Alıntı Resim

Fotoğraf Çekim Hikmet Gündüz