Mahallemizde Nilgün ve Turgut isminde eroin bağımlısı iki genç vardı.Nilgün önceden eroin
bağımlısı olmuş daha sonra Turgut’u da eroin bağımlısı yapmıştı.Aileleri tarafından evlatlıktan red edilen bu iki genç birlikte bir ev kiralamışlar artık beraber yaşıyorlardı.
Bu iki genç eroin alabilmek için hırsızlık dahil her türlü karanlık ve kirli işleri yapyorlardı. Kiraladıkları evin sahibi onların eroin bağımlısı olduğunu sonradan fark etmiş, onların yüzünden
büyük huzursuzluk yaşamıştı.Eve girdikleri tarihten itibaren ne kira, ne su ,ne de elektirik faturası
ödememişler ev sahiplerine çin işkencesi yaşatmışlardı.Ev sahibi onları mahakeme yoluyla 15 aylık bir süreçten sonra ancak evinden çıkarabilmişti.Bu iki genç artık sokalarda yatıp kalkıyorlar
yaşamlarını sokak aralarında sürdürüyorlardı.
Bu iki genç gasp yapıyor,hırsızlık yapıyor eroine para yetiştirmek için akıllarına gelen her şeyi
yapıyorlardı.Delikanlının babası oğlunu evlatlıktan red etmesine karşılık Annesi oğlunun peşini
bırakmıyordu.Ne de olsa bir Anne idi.Annelik duygusu ile oğlunu ve kızı bu bataklıktan kurtarmak için büyük çaba sarfediyordu.Anne arasıra Muhtarlığımıza uğruyor göz yaşları içerisinde “ oğlumu kurtarmam lazım bana yadım edin Muhtarım “ diyordu.Annesi onun peşinde koşuyor o ise annesine hakaret ediyor,küfrediyor,dövüyordu.
Annesi bir Cuma günü yine Muhtarlığımıza gelmiş,yine gözleri yaşlı,yine hıçkırıklar içerisinde
ağlıyordu.Kadıncağızın saçı başı darma dağın eli yüzü yara bere içindeydi.Bellki oğlundan yine dayak yemişti.Ama buna rağmen yinede oğlunu bırakmıyor onun kurtulması için çırpınıp duruyordu.Çünkü o bir Anne idi .Kadıncağız ağlıyor göz yaşları adeta sel olmuş akıyordu. Ellerini açtı yüce Yaradana yöneldi sonra “ Allahım ne olur dayanamıyorum,duy şu yakarışlarımı artık, şu mübarek Cuma gününde dualarımı kabul et,oğlumu şu bataklıktan kurtar “ diyordu.
Aradan 7-8 ay gibi bir zaman geçmişti.Ne kadın muhtarlığımıza uğruyor ne de iki gençten bir
haber alamaz olmuştuk. Belkide karanlık bir işle uğraşırken polis onları suç üstü yapmış,
belkide her ikiside şimdilerde hapiste olabilirdi. Veya belkide aşırı dozda bir eroin alarak eroin komasına girerek ölmüşte olabilirlerdi.Onalar için her şey beklenilen bir şeydi.
Muharlıkta her zamanki gibi rutin işlerimi yaptığım bir gündü .Muhtarlığımıza tesettürlü genç bir bayan geldi.Bana selam verdi aleykümselam dedim.Sonra bana
- Muhtar bey beni tanıdınızmı dedi .
Şöyle bir baktım sonra
- Hayır sizi tanıyamadım dedim.
Bana
- İyi bakın dedi
Sonra dikkatlice baktım ve şöyle dedim
- Valla birisine benzetiyorum sizi ama kim olduğunuzu hatırlaymadım dedim.
Sonra bana
- Muhtar bey ben Nilgün’üm tanımadınmı dedi.Ben artık hamd olsun o illetten kurtuldum ve asıl adresimi buldum dedi.
Doğrusu hem şaşırdım ,hemde çok sevinmiştim. Şaşkınlığımı uzun bir süre üzerimden atamadım.Eroin bağımlısı bir genç eroini bırakmış , tesettüre girmiş yüzseksen derece değişerek islami bir hayat seçmişti .Bende kendisine
-Allah Mübarek etsin nasıl oldu bu iş dedim.
O da bana
-Bir hanım kardeşimiz beni alarak Fatih çarşambada bir hanım hocanın evine götürdü.Orada bana sahiplendiler.Her türülü ihtiyacım karşılandı.On aydan beri onların yanındayım.Tefsir fıkıh hadis gibi islami dersler alıyorum.Hamd olsun Rabbime şu an öyle mutluyumki sanki yeniden
Doğmuş gibiyim dedi.
Bende ona
- Yeniden doğuşun ,doğum günün kutlu olsun Nilgün Kardeşim dedim .Sonra ona Turgutu sordum.
- Peki Turgut ne oldu ? dedim.
O da bana
- Turgut’ta adıyaman menzile gidip oraya intisap etti.Hamd olsun oda doğru yolu buldu.Kendini
hizmete adamış İstanbula dönmeyi artık düşünmüyormuş dedi.
Nihayetinde Turgut ile Nilgün bu bataklıktan inancın ve azmin gücüyle kurtulmuşlar.Anne’nin o samimi yalvarış ve dualarıyla yaşanan bu trajedi de mutlu sonla noktalanmıştı.
Bu hikaye gerçek olup anlatılanlar tamemen doğrudur.
Hikmet Gündüz